YETEV 4. ELT Konferansı Bilal Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti

YETEV Okulları’nın bu yıl 4.’sünü gerçekleştirdiği YETEV İngilizce Dil Eğitimi (ELT) Konferansı “ELT'de Küresel Yaklaşımların Yerelleştirilmesi” teması ve “Her Çocuk Özeldir” sloganıyla Palet Okulları Çamlıca Kampüsü’nde düzenlendi. Konferansa; Üsküdar Kaymakamı Adem Yazıcı, YETEV Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, YETEV Okulları Genel Müdürü Hayati Oktay ve birbirinden değerli eğitimciler katıldı.

"AMACIMIZ GENÇLERİMİZİ KİŞİLİKLİ, KİMLİKLİ KALİTELİ BİREYLER OLARAK YETİŞTİRMEK"

Konferansta konuşma yapan Üsküdar Kaymakamı Ahmet Yazıcı, bütün eğitim kurumlarında dil konusunu çözmeyi arzu ettiklerini belirterek şunları kaydetti: “Amacımız gençlerimizi, bu ülkenin evlatlarını dünyada söz sahibi olmaya aday bu ülkemizde; kişilikli, kimlikli, kaliteli bireyler olarak yetiştirmek. Bunun için en büyük sorumluluk, en büyük görev hiç kuşkusuz başta biz yöneticilere ve sonra da siz kıymetli hocalarımıza düşüyor. Ülkemiz dünyada söz sahibi olan bir ülke, özellikle maarif okullarıyla dünyanın pek çok bölgesindeyiz. Bu nedenle dil konusunu artık çözmemiz gerekiyor. Bu noktada özellikle ilçemizde buna öncülük eden YETEV Okullarına şükranlarımı sunuyorum.”



BİLAL ERDOĞAN: ÇOCUKLAR, GELECEĞİN YETİŞKİNLERİ VE LİDERLERİ OLACAKLAR

Konferanstaki açılış konuşmasında Filistin’de süregelen soykırımdan bahseden Bilal Erdoğan, “Türkiye tüm bu trajedilerin tam ortasında kalıyor ve eğitimciler, öğretmenler ve eğitmenler olarak çocukları, bu trajedilerin, zulümlerin yaşandığı bir dünyada gelecekte bu zulümleri bitirmeye gayret edecek yetişkinler olarak yetiştirme görevine devam etmek durumundayız. Öğretmenlik mesleğinin diğer meslek kolları arasında en çok tatmin getiren meslek olduğunu hep söylerim; çünkü bu meslek peygamber mesleğidir. Peygamberler de gönderildikleri halkı zalimlerden olmamaları; barış getirenlerden olmaları, birlikte uyum ve huzur içinde yaşamaları yönünde eğitmekle görevlendirilmişlerdir. Bu sebepledir ki dinimizin adı barış anlamına gelen ‘İslam’dır. Her sabah birbirimizi ‘Selamın aleyküm’ diye selamlarken ‘selam/barış senin üzerine olsun’ deriz. Barışın üzerimize olması hepimize bağlı olan bir durum. Tabii ki insanlara ilham olmak istiyoruz; süregelen zulmün ve trajedilerin farkındayız. Fakat aynı zamanda bilmeliyiz ki bu çocuklar geleceğin yetişkinleri ve liderleri olacaklar. Dil eğitimi de bu sebeple önemli çünkü birbirleriyle etkileşime girebiliyor olmaları gerekiyor” diye konuştu.



İngilizcenin dünyanın ortak dili olduğunu söyleyen Erdoğan, “Biz de dünyadaki diğer insanlarla etkileşim kurabilmeleri için çocuklarımızın bu dili öğrenmesini istiyoruz. Sadece batıdaki değil doğudaki insanlarla da etkileşim kurmak için İngilizce bilmeleri gerekiyor çünkü doğuda da pek çok insan İngilizce konuşuyor. İkinci bir dilin yaygın konuşulduğu ülkelere bakıldığında bunun aldıkları eğitimle değil dili öğrenmek zorunda hissetme motivasyonuyla ilgili olduğu görülmektedir. Bu yüzden en öncelikli şey çocuklarımızın erken dönemden itibaren İngilizce’ye ihtiyaç duyduklarını; bu dili öğrenmenin kendileri için faydalı olacağını ve gelecekte onlara pek çok kapı açacağını anlamalarını sağlamaktır. Burada bahsettiğim fayda yabancı dili öğrenmeleri halinde %10 daha fazla maaş alacakları düşüncesi değil; yabancı dil öğrenerek hedeflerini ideallerini genişletme düşüncesini onlara yerleştirmektir. Eğer bu iç motivasyonu onlara verebilirsek -Maria Montessori’nin deyimiyle- her bir çocuğu aktif hale getirebilirsek onlar için öğrenmeyi çok daha kolaylaştırmış oluruz. Siz zaten elinizden gelenin en iyisini yapıyorsunuz. Tüm iyi kaynaklara, teknolojiye zaten sahibiz. Geriye sadece çocuklarda dil öğrenme konusunda iç motivasyonu sağlayabilmek kalıyor” dedi.

“EN ÖNEMLİ KONULARDAN BİRİ ÇOCUĞU YABANCI DİLLE KUŞATMAK"

Çocuğu yabancı dille kuşatmanın öneminde de dikkat çeken Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Okul çevresinde, sınıflarda çocukların etraflarında İngilizce duymalarını, görmelerini, okumalarını istiyoruz. İngilizce derken aslında 21. yy şartlarında diğer yabancı dillerin de işin içine katılmasını kastediyorum. Yabancı dil eğitimine artık gerek kalmayacağı gün gelene kadar bu konu önemini koruyacak. Malumunuz bu da yabancı dille ilgili bir başka konu; sürekli yapay zeka ve teknoloji sayesinde tercüme yapmanın ne kadar sistematik hale geldiğini konuşuyoruz. Esasında konu teknolojinin ne kadar geliştiği değil, gerekli olup olmadığı da değil. İnsanlık olarak nasıl bireyler olacağımıza karar vermemiz gerektiği kanaatindeyim. Gelecekte robotlar insanların yerini almayacak ama belki biz insanlar daha fazla robotlaşacağız veya belki insan olarak kalacağız. Bu kararımız da gelecekte savaşlar artacak mı yoksa daha barışçıl bir dünyada mı yaşayacağız sorusunun cevabının belirlenmesinde çok önemli bir rol oynayacak.”



"EĞİTİMİN EN YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLARINI UYGULUYORUZ"

Konferansta konuşma yapan YETEV Okulları Genel Müdürü Hayati Oktay da 9 kampüste yabancı dil eğitimini çok iyi bir durumda vermeye ve öğrencileri hazırlamaya devam ettiklerini belirterek; “Gerek kullandığımız kaynaklar gerekse uyguladığımız metodlar şu an globalleşen dünyada eğitimin en yenilikçi yaklaşımlarıyla uygulanmakta ve bugünkü konferansla da bu yenilikleri yakından takip etme amacını güdüyoruz” dedi.

Konferans, eş zamanlı atölye çalışmalarının ardından sona erdi.