Ümit Özdağ Avrupa’nın avukatı mı? Suriyelilere kritik çağrı!
Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, Kayseri'deki provokasyona ilişkin "Karışık İşler" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
ASAYİŞİ SAĞLAYAN POLİSE BİLE SALDIRDILAR
"MOSSAD’ın oyunu öyle derindir ki, şaşar kalırsınız.." ifadesinde bulunan Karahasanoğlu, asayişi sağlayan polislere bile saldırıldığını belirtti.
Provokasyonun organize bir şekilde gerçekleştirildiğini kaydeden Karahasanoğlu, taciz videosu çeken şahsın engellemek yerine videoyu çekmeye devam etmesinin normal bir davranış olmadığını vurguladı.
EŞCİNSELLERİN TACİZLERİNE NEDEN KARŞI ÇIKMIYORSUNUZ?
Karahasanoğlu, Suriyelilere saldıran provokatörlerin, 'onur yürüyüşü' adı altında küçük çocuklarla hallenenlere seslerinin çıkmadığını kaydetti.
ÜMİT ÖZDAĞ, AVRUPA'NIN AVUKATI MI?
"HDP’nin bulunduğu ittifaka destek çıkan bir adamdan, Türk milliyetçisi olmaz" diyen Karahasanoğlu, Suriyelilerin Avrupa'ya geçişine karşı çıkan Ümit Özdağ'ı eleştirerek, "Geçtiğimiz günlerde bir televizyonda, kendisine soruluyor: 'Suriyelileri niye kendi ülkelerine yollama sözü veriyorsunuz. Bırakalım, Edirne’den öteye gitsinler. Biz Batı’nın tampon alanı mıyız? Biz ülkemizde tutmayalım, nereye gitmek istiyorlarsa, oraya gitsinler.' Ümit Özdağ itiraz ediyor: 'Hayır, Suriye’ye göndereceğiz.' Tekrar hatırlatılıyor, “İngiltere’ye gitsinler. Yunanistan’a gitsinler. Almanya’ya gitsinler. Siz bunların avukatı mısınız?” Bu noktada kimin, kimin adamı olduğu da ortaya çıkmış oluyor.. Suriyelilerin Yunanistan’a geçişini engelleyip, “illa da illa Suriye’ye döneceksiniz” demek.. O insanları, henüz daha, tam olarak yola gelmemiş Esed’in insafına terk etmek.. Aslında Suriye halkı ile Türkiye’nin arasını açma niyeti taşıyor.. Bir yandan Türkiye’deki Türkleri, Suriyelilere karşı kışkırtıyorlar. Diğer taraftan da, Suriye’deki Suriyelileri, Türklere karşı kışkırtıyorlar.. Nasıl da karışık, karmakarışık işler.. Nasıl da planlı, organize işler.." ifadelerinde bulundu.
SURİYELİLERE KRİTİK ÇAĞRI!
Yazısının devamında Karahasanoğlu, Suriyelilere Türklere kızmama çağrısında bulundu. Karahasanoğlu, "Türkiye’de yaşayan Suriyeliler.. Türkiye’de kendilerine ensarlık yapan kardeşlerine asla kızmasınlar.. Bir avuç ırkçının, Türkiye’yi temsil etmediğinin bilincinde olsunlar.. Yine Suriye’de yaşayan Suriyeliler de. Türkiye’de çok geniş kitlelerin, kendilerine yıllardır sahip çıktıklarını unutmasınlar.." diye yazdı.
İşte Karahasanoğlu'nun o yazısı:
Suriyeli biri, yine Suriyeli bir küçük kıza tacizde bulunuyor..
Akraba oldukları da belirtiliyor.. Hatta sanığın zihinsel engelli olduğu da ileri sürülüyor.
“Kapatalım” anlamında değil..
“Soruşturmayalım” anlamında değil..
“Bizi ilgilendirmez” anlamında değil....
Hemen bir dakikada yargılama yapıp, “sallandırın şunu” hızı ile değil..
Gözaltı işlemi yapılıp, gerekirse tutuklama kararı verilip. Ki tutuklama kararı verilmiş..
Sonrasında yargılama yapılıp, cezayı mahkemenin vermesini sağlamak için, olayın ayrıntılarındaki bu verileri aktarıyorum..
Taciz videoya çekilmiş ise..
Hele hele, videoyu çeken tacizi hemen önlemek için harekete geçeceğine..
Engelleme yerine, video çekimine devam ediyorsa..
Orada bir değil, otuz defa düşünerek bir karar vermek gerekir..
Ama daha önemlisi..
Bir kişinin suçu üzerinden, Kayseri’deki tüm Suriyelilere saldırı düzenleniyorsa..
Hatta.
Asayişi sağlamak için çaba sarfeden Türk polisine saldırılıyorsa. Polislerimizden yaralananlar var ise..
Bitmedi..
MOSSAD’ın oyunu öyle derindir ki, şaşar kalırsınız..
Hemen akabinde, Suriye topraklarındaki Türk tır’larının yolu kesilip, saldırılıyor ise..
Kayseri’de bir manyak bahane edilip masum Suriyelilere saldıranlar tekbir getirirken..
Suriye’de Türk tır’larına saldıranlar da tekbir getiriyorlarsa..
“Allah’ın en büyük olduğu”nu haykırarak, iki taraf da masum insanları hedef alıyorlarsa..
Oturup uzun uzun düşünmemiz gerekir.
Ne yapıyoruz, kime hizmet ediyoruz?
Öyle karanlık işler çevriliyor ki..
Onur yürüyüşü diyerek, 5 yaşındaki çocukları dudağından öperek gösteri yapan eşcinseller el üstünde tutuluyorken..
Ne olduğu anlaşılmayan bir görüntü üzerinden, onlarca işyeri yakılıp yıkılıyor.. Kendi polisimize bile saldırıdan geri durulmuyor..
Küçükleri korumak istiyorsanız, sadece Suriyeliyi mi koruyacaksınız?
Ki, Suriyeli küçük kızı koruyacağım derken, binlerce Suriyeliyi hedef tahtasına koymanızdaki çelişki de bir yana..
O çelişki bir yana, eşcinsellerin taciz ettikleri Türk veya başka milliyetten küçük çocukları da korusanıza..
Samimiyseniz.. Gerçekten derdiniz küçükleri korumak ise..
Herkesin gözü önünde, bir de ismini “onur” koyarak yapılan o gösterilerdeki ahlaksızlığı da kınasanıza..
Dikkat edin..
“Kınayın” demekle yetiniyorum..
“Küçükleri taciz eden, cinsel hareketlerle istismar eden eşcinsellere saldırın” demiyorum..
“Polise ihbar edin, yargılanmalarını sağlayın” diyorum..
Ümit Özdağ’ın bir avuç adamı, Kayseri’yi karıştırmayı başarıyor da..
Kayseri ile birlikte, Suriye’yi de karıştırmaya çalışıyorlar da..
Eşcinsellere bir cümle ile kınama bile yapmıyorlar..
Öylesine ilkesiz bir adam ki, bu Ümit Özdağ.
O kadar tehlikeli bir tip ki..
Geçtiğimiz günlerde bir televizyonda, kendisine soruluyor: “Suriyelileri niye kendi ülkelerine yollama sözü veriyorsunuz. Bırakalım, Edirne’den öteye gitsinler. Biz Batı’nın tampon alanı mıyız? Biz ülkemizde tutmayalım, nereye gitmek istiyorlarsa, oraya gitsinler.”
Ümit Özdağ itiraz ediyor: “Hayır, Suriye’ye göndereceğiz.”
Tekrar hatırlatılıyor, “İngiltere’ye gitsinler. Yunanistan’a gitsinler. Almanya’ya gitsinler. Siz bunların avukatı mısınız?”
Bu noktada kimin, kimin adamı olduğu da ortaya çıkmış oluyor..
Suriyelilerin Yunanistan’a geçişini engelleyip, “illa da illa Suriye’ye döneceksiniz” demek..
O insanları, henüz daha, tam olarak yola gelmemiş Esed’in insafına terk etmek..
Aslında Suriye halkı ile Türkiye’nin arasını açma niyeti taşıyor..
Bir yandan Türkiye’deki Türkleri, Suriyelilere karşı kışkırtıyorlar.
Diğer taraftan da, Suriye’deki Suriyelileri, Türklere karşı kışkırtıyorlar..
Nasıl da karışık, karmakarışık işler..
Nasıl da planlı, organize işler..
Beklentim şudur:
Türkiye’de yaşayan Suriyeliler..
Türkiye’de kendilerine ensarlık yapan kardeşlerine asla kızmasınlar..
Bir avuç ırkçının, Türkiye’yi temsil etmediğinin bilincinde olsunlar..
Yine Suriye’de yaşayan Suriyeliler de.
Türkiye’de çok geniş kitlelerin, kendilerine yıllardır sahip çıktıklarını unutmasınlar..
Suriye’deki Türklere değil zarar vermek, böylesi karışık bir dönemde dahi, MOSSAD ajanlarını “İşte şimdi yandık” dedirtecek şekilde, gördükleri hangi Türk varsa, onların Türkiye’nin temsilcileri olduğunu kabul ederek.. Yollarını açsınlar.. Ellerini öpsünler..
Bir yılın değil. 14 yılın ev sahipliğinin zorluğunu, MOSSAD ajanlarının tahriklerine rağmen, bugüne kadar milyonlarca Suriyeliye, Türkiye’de ev sahipliği yapıldığını unutmadan ödüllendirsinler.
Suriyeli küçücük çocuğu rehin alıp, fidye isteyen bir Türk üzerinden Türkiyelilere düşmanlığı tahrik edenleri ellerinin tersi ile itsinler..
O fidyecinin Türkiye’yi temsil etmediğini, Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir ayrım yapmadan, kendi vatandaşı olduğuna bakmadan, o fidyeciyi cezalandıracağı gibi, Suriyeli hamile kadına tecavüze kalkışanın da, Türk olduğuna bakmaksızın.. İşlediği suçun cezasını vereceğinin bilinci ile yıllardır süren ensar-muhacirlik ilişkisinin bozulmasını isteyenlerin yaktığı ateşe benzinle gitmesinler..
Türkiye’deki gençlere de hatırlatayım..
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan üç bakanlık sözü alarak, HDP’nin bulunduğu ittifaka destek çıkan bir adamdan, Türk milliyetçisi olmaz..
“PKK sizi tükürüğü ile boğar” diyenlerle birlikte hareket eden bir adamdan, Türkiye lehine bir hareket bekleyemezsiniz..
Üç bakanlık verilecek diye, “Durun siz daha. Durun.. Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz, heykelini” diyen adamlara 1-2 bakanlık verileceğini açıklayanlarla işbirliği yapandan, Türk milliyetçiliği beklemeyin..
O karıştırır. Mikser gibi karıştırır..
Hem Türkiye’yi, hem Suriye’yi karıştırır..
Tabii ki tek başına değil..
İsrail’in ajanları ile birlikte..
Türkiye’de, Suriyeli düşmanlığı yaparlar.
Suriye’de, Türk düşmanlığı yaparlar.
Yaptırırlar.
Aman uyanık olalım.
Karışık işlerde, konu mankeni olmayalım..
Karışık işlerde, maskeli cellatların oyununa gelmeyelim.