Necmettin Erbakan’ı asıl kim hapsettirmek istedi? İşte tüm süreç
-
Haber7-ÖZEL
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, KRT TV'de konuk olduğu programda merhum Necmettin Erbakan'la ilgili dikkat çeken iddialarda bulundu.
Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Milli Görüş'ün lideri merhum Erbakan'ı 2006 yılında hapse attırmak için yoğun çaba sarf ettiğini ancak, Hasan Kalyoncu'nun sözleri sonrası bu hamlesinden vazgeçerek cezasının ev hapsine çevrilmesini sağladığını öne sürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suçlamalar yönelten Karamolloğlu programda şu ifadeleri kullandı;
Erbakan Hoca, 2006 yılında hapse mahkum olduğunda Tayyip Erdoğan polisle evini kuşattırdı. Hapse attırmak için büyük bir gayretin içine girdi. Çünkü mahkum olmuştu. Evinden alacak... Hocamızı ilzam etmek için, kötü göstermek için hapse attıracaktı. Evi kuşatıldı. O zaman Allah rahmet eylesin Hasan Kalyoncu, bizim Gaziantep eski il başkanımız. AK Parti'nin kuruluşunda da yer almıştı. Tayyip Erdoğan'a gitti. 'Eğer Erbakan'ı tutuklarsan burayı senin başına yıkarım. Ben siyaseten seni yaşatmam' dedi. Onun üzerine Tayyip Bey ev hapsine çevrilmesini sağladı. Ve arkasından da Abdullah Gül Bey Cumhurbaşkanı olduktan sonra Erbakan Hocamızın affını kendisi gerçekleştirdi. Yani Erbakan Hoca siyasi hayata Abdullah Gül'ün bu affıyla dönebildi. Arkasından 2010 yılındaki seçimlerde Saadet Partisi'nin Genel Başkanı oldu.
ERBAKAN'I HAPSE ATTIRMAYA ÇALIŞANLAR KARAMOLLAOĞLU'NUN ORTAKLARI
Ancak merhum Erbakan'ın "hapis cezası" süreci incelendiğinde, Karamollaoğlu'nun sözlerinin doğru olmadığı belirlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve AK Parti'nin Erbakan'ı cezadan kurtarmak için elinden geleni yaptığı, Karamollaoğlu'nun bir dönem altılı masada ortaklık yaptığı CHP'lilerin Erbakan'ı hapse attırmak için yoğun çaba sarf ettiği ortaya çıktı.
İşte Erbakan'ın hapis cezasındaki kronolojik gerçek:
Milli Görüş Lideri merhum Necmettin Erbakan Hoca hakkında 28 Şubat yargısının başlattığı “Kayıp Trilyon” davası, iktidardan düşürüldükten sonra kapatılan Refah Partisi’ne yapılan hazine yardımının devlete iade edilmediği iddiası üzerine başlatıldı.
Hazine’den RP’ye yapılan 896 milyar TL’lik yardım bedelinin, devlete iade edilmesi talebinin ardından, paranın sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği iddiasıyla dava başlatıldı. “Kayıp Trilyon” adı verilen dava, 6 Mayıs 2002’de karara bağlandı. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan hakkında 2 yıl 4 ay hapis cezasına hükmetti. Erbakan Hoca’nın dava arkadaşı olan RP’nin 68 yöneticisine 1 yıl ile 1 yıl 2 ay arası hapis cezası verildi.
DÖNEMİN MEDYASI BASKI YAPTI
Kayıp olduğu öne sürülen 896 milyar liranın harcandığı yerler belgelenmesine rağmen bu belgelerin ne bilirkişi ne de mahkeme tarafından dikkate alınmadan verilen ceza nedeniyle Erbakan hocaya “yolsuzluk” gibi ağır ithamla suç yüklendi. Dönemin “kartel” gazeteleri, gelişmeyi “Erbakan’a ‘sahtekarlık’tan ceza” gibi manşetlerle haberleştirerek Hoca’ya itibar suikasti yaptı.
Erbakan, 2 yıl 4 aylık hapis cezası Yargıtay tarafından onandıktan sonra bazı sağlık sorunlarını gösteren raporlar alarak cezanın infazını dört defa erteletti. Son erteleme kararı, 14 Temmuz 2005 tarihinde 6 aylığına verildi. Bu süre 14 Ocak 2006 tarihinde doldu.
28 Şubat yargısının verdiği ceza ile Erbakan Hoca'nın cezaevine girmemesi için AK Parti iktidarı harekete geçti.
YOĞUN ÇABA SARF EDİLDİ
KARAMOLLAOĞLU'NUN ORTAKLARI VE SEZER ENGELİ
Erbakan Hoca’nın cezaevine girmesinin önüne geçilerek, evindeyken ceza süresini tamamlamasını öngören kanuna CHP karşı çıktı. “Kişiye özel kanun olmaz” diye itiraz edilen kanunun ismini “Erbakan Yasası” diye isimlendiren CHP, bütün itirazlarına rağmen başarılı olamadı. 23 Şubat 2006’da kanun Meclis’te kabul edildi.
Ancak devreye dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer girdi. Erbakan’ın doktor raporu almaksızın cezasını evinde çekebilmesini sağlayan kanun değişikliğini Cumhurbaşkanı Sezer, 10 Mart 2006 tarihinde veto etti.
Kanun tekrar TBMM Genel Kurulu’na geldi. Meclis çoğunluğuna sahip AK Parti iktidarı geri adım atmadı.
Genel Kurul’da kanun aynen kabul edildi. Bu defa Anayasa gereği Cumhurbaşkanı Sezer, kanunu mecburen onayladı.
5485 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 6 Nisan 2006 tarihinde resmen yürürlüğe girmiş oldu.
AYM DEVREYE SOKULDU
Ancak Erbakan’ın cezaevine girmesi için çabalayan CHP bir kez daha devreye gidi.
CHP’li 110 milletvekili, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak kanunun iptal edilmesini istedi.
ERBAKAN HAPSE GİRSİN DİYE ALTILI MASANIN LİDERİ KILIÇDAROĞLU DA İMZA ATTI
Necmettin Erbakan’ın cezaevine atılması için kanunun iptalini isteyen CHP’li 110 milletvekili arasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun imzası da yer alıyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu, “Erbakan Yasası” dedikleri kanunun iptali için AYM’ye başvuran 110 milletvekili arasında yer almıştı.
Erbakan Hoca’nın kurduğu Saadet Partisi’nin günümüzde Cumhurbaşkanı adayı olması için çabaladığı CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erbakan’ın cezaevine atılabilmesi için verdiği imzanın belgesi şöyle:
AYM’DEN DÖNDÜ
Anayasa Mahkemesi, 6 Kasım 2009’daki kararında 5485 sayılı kanunun ilgili maddelerini Anayasa’ya aykırı bulmadı ve CHP’nin hükmün iptal istemini reddetti.
Böylelikle 82 yaşındaki Erbakan, 2 yıl 4 aylık hapis cezasının infazı olan 11 ay 2 günlük cezayı, 25 Mayıs 2008 tarihinden itibaren Balıkesir’in Edremit Körfezi’nde yer alan Altınoluk’taki yazlığında geçirmeye başladı.
DEVREYE GİRİLDİ, EV HAPSİ 2 AY SÜRDÜ
Ancak Erbakan Hoca’nın ev hapsi de uzun sürmedi. Ceza infazı 23 Eylül 2010’a kadar sürecek olan Erbakan'ın ev hapsi, Ağustos 2008’de sonlandırıldı.
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Erbakan’ın ev hapsi cezasını sürekli hastalığı nedeniyle kaldırdı. Böylelikle Erbakan, sadece 2 ay ev hapsinde kalmış oldu.
Anayasa Mahkemesi’nin 16 Ocak 1998’de Refah Partisi'ni kapatmasının ardından, Erbakan’a 5 yıl siyaset yasağı verilmişti. O yasak da 2003 yılında bitti. Erbakan Hoca vefat ettiği 27 Şubat 2011 tarihinde Saadet Partisi Genel Başkanı’ydı.
Ömrü boyunca kurduğu 4 parti vesayet odaklarınca kapatılan, 5 kez siyasi yasak uygulanan Erbakan'ın, vefat ettiği AK Parti iktidarı döneminde yasağı da, cezası da bulunmuyordu.