Ermenistan’da 1915 olayları tartışması: Paşinyan, Türkiye’den emir alıyor
Ulusal Meclis Savunma ve Güvenlik Konuları Daimi Komitesi Başkanı ve iktidardaki "Sivil Sözleşme" milletvekili Andranik Koçaryan, 1915 olaylarında ölen Ermenilerin, isim ve soy isim olarak belirlenmesi çağrısı yaptı.
Koçaryan, Ulusal Meclis YouTube sayfasında yayımlanan açıklamasında, amaçlarının söz konusu kişilerin isimlerini ve yerlerini belirlemek olduğunu savunarak, "(Sayı) 1,5 milyondan fazla da olabilir az da olabilir. Şimdiye kadar ülkemiz bu soruna neden değinmedi? Yahudiler bunu başardı, biz başaramaz mıyız? Bu gelecekte kuracağımız ilişkiler açısından da önemli. Bunu yapmadıysak, eksik kaldıysak bu konu başlamalı ve sona ermeli, bunu kimse istismar etmemeli" ifadelerini kullandı.
Andranik Koçaryan, "1,5 milyon muydu, 2 milyon muydu, yoksa daha az mıydı? Bu net olarak belirlenmeli. Bu çok önemli bir çalışma" değerlendirmesinde bulundu.
Basına verdiği önceki röportajlarda, "Başbakan Nikol Paşinyan'ın da bu konuyu desteklediğini ve konuya dair yasal temeller oluşturmak istediğini" belirten Koçaryan, muhalefetin tepkisi üzerine yaptığı açıklamada ise "Açıklamam ne Başbakan Paşinyan'ın kararıdır ne de böyle bir siyasi karar vardır" ifadesini kullandı.
PAŞİNYAN TALİMAT ALMAKLA SUÇLANDI
Ermenistan'da uzun yıllardır 1915 olaylarında ölenlerin sayısının araştırılması konusu tabu olarak kabul ediliyordu. Siyasetçiler ve tarihçiler büyük ölçüde, tarihi olayların bu yönüyle incelenmesine karşı çıkıyordu.
Eski Ermenistan Ulusal Arşivleri Müdürü, tarihçi Dr. Amatuni Virabyan, tartışmaların başlaması üzerine yaptığı açıklamada, daha önce 1915 olaylarında ölenlerin isimlerini tespit etmeye çalıştıklarını ancak bunda başarılı olamadıklarını kaydetti. Virabyan, "Bakın biz sadece 200, 300 bin kişinin ismini bulabildik" ifadesini kullanarak, hükümetin girişiminin Ermeniler için sakıncalı olduğunu savundu.
Ermenistan muhalefeti, Paşinyan'a en yakın isimlerden Koçaryan'ın sözlerine tepki gösterdi.
Ermenistan Cumhuriyetçi Partisi üyesi ve eski Meclis Başkan Yardımcısı Eduard Şarmazanov, Paşinyan'ın, belirli bir amaç doğrultusunda sözde soykırımı unutturmaya çalıştığını savundu. Şarmazanov, "Belki de Paşinyan, Türkiye ve Azerbaycan'dan 24 Nisan'ın unutturulması yönünde yeni bir talimat almıştır. 24 Nisan yaklaşıyor, Paşinyan, 24 Nisan trajedisini, Ermeni soykırımını, 'Büyük Felaket'i tarihe bırakmaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.
Muhalefetin tanınmış isimlerinden Lusine Haroyan da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, iktidarın bu girişimle, sözde soykırımın inkarına doğru yöneldiğini iddia etti.
"BU GİRİŞİM TÜRKİYE'NİN PLANI"
Tarihçi Haçatur Stepanyan, yönetimin Ermeniler için tartışma konusu olmayacak argümanları şüpheye düşürdüğünü savunarak, iktidarın girişiminin, bu konuda şimdiye kadar Ermenilerce verilen konferansları, yazılan kitaplar ve doktora tezlerini boşa çıkaracağını öne sürdü.
Tarihçi Doç. Dr. Mikayel Martirosyan ise bu girişimin Türkiye'nin planı olduğu, iktidarın "tarihi değiştirme" yoluyla sözde soykırımı inkar edeceği iddiasında bulundu.
Tarih çalışmaları da yapan Gümrü Devlet Pedagoji Enstitüsü öğretim üyesi Gagik Hambaryan, Paşinyan'ın, Türkiye'nin talimatıyla sözde soykırımın olmadığını kanıtlamaya çalıştığını savundu.
Ermenistan'ın başkenti Erivan'daki sözde soykırım müzesinin eski yetkilisi Suren Manukyan, hükümetin girişimini çok tehlikeli bulduğunu, ölenlerin listesinin çıkarılması fikrinin 1960'lardan bu yana Türkiye'nin gündemindeki tezlerden biri olduğunu öne sürdü.
Koçaryan'ın çıkışının ardından başlayan tartışmaya, Ermeni diasporasındaki bazı isimler de katıldı. Paşinyan yönetimini hedef alan birçok eleştiride, Paşinyan'ın 1915 olaylarının "soykırım" olduğuna ve ölenlerin sayısının 1,5 milyon olduğuna inanmadığına dair iddialara yer verildi.
Paşinyan hükümetinin ülkeye giriş yasağı koyduğu Ermenistan Devrimci Federasyonu Partisi üyesi, Fransa Ermeni Örgütleri Koordinasyon Konseyi Eş Başkanı Murad Papazyan, isim listesi hazırlamanın "Ermenilere diz çöktürmeyi amaçladığını" öne sürdü.
Analist Hakob Badalyan, iktidarın çağrısını "Türkiye için mükemmel ve hızla gelişen bir argüman" olarak niteledi.